Merhaba Ulviye Hanım, sizi reyting rekorları kıran Gönül Dağı dizisinde Gülsüm Öğretmen olarak izliyoruz. Sezonlar boyunca bu kadar çok sevilen bir dizinin içinde olmak size neler hissettiriyor?
Beş sezondur her bölümde reyting birincisi gelen bir dizide oynamak kuşkusuz güzel bir duygu veriyor. Seyircimizle doğru bir kontak kurduğumuzun bir göstergesi. Bunun üstüne ne söylesem boş.
Gülsüm Öğretmen’in hikayesini bir de sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz?
Anadolu’nun en ücra köylerinde görev yapmış, kendini köy çocuklarının eğitimine adamış idealist bir öğretmen. Kışın kardan aylarca yolları kapanan köylerden birinde öğretmenlik yaparken, ilçede kitapçı dükkanı olan üniversite bitirmiş ve bir sebepten dolayı İstanbul’dan gelip bu ilçeye yerleşmiş delikanlıyla birbirlerine aşık olup evlenirler. Bu evlilikten Dilek adında bir kızları olur. Kız küçükken, eşiyle bir yanlış anlama yüzünden ayrılırlar ve Gülsüm Öğretmen kızını tek başına köy köy atanarak büyütür, emekli olup İstanbul’a yerleşir. Kızı Maden mühendisi olmuş ve yıllar önce annesinin öğretmenlik yaptığı Yozgat’ın Gedelli ilçesine görevli olarak gelmiştir. Dilek orada ilkokul aşkı Taner’le karşılaşınca İstanbul’a dönmez, Bunun üzerine kızını alıp götürmek için Gülsüm Öğretmen Gedelli’ye gelir. Diziye dahil oluşum bu noktada başlar. Anne kızının işine engel olacak diye bu aşka karşı çıksa da, sonunda kabullenir. Anne kız Gedelli’ye yerleşirler, Halk eğitim merkezi açarak, kadınlar için istihdam yaratır. Ayrıca okuma yazma dersleri verir. Öğretmenliğe devam eder. Dilek Taner’le evlenir, bir oğlu olacakken, kaza geçirip ölür. Doktorlar çocuğu kurtarırlar. Gülsüm yıkılsa da torununa dayanarak yaşamaya devam eder. Ve yıllar sonra torunu ilkokula başlarken, gelen talep üzerine ilkokul öğretmenliğine geri döner ve torununun da öğretmeni olur. Velhasıl hikayesi derin ve güzel Gülsüm Öğretmenin.
Gönül Dağı dizisine girerken sizi en çok cezp eden şey neydi?
Diziye girerken beni ilk etapta rol cezbetti tabii. Gençliğinde öğretmenlik yaptığı kasabaya emekliliğinde dönen ve herkes tarafından sevilen ve sayılan bir öğretmen olması kabul etmem için yeterli bir sebepti benim için.
Sosyal medyadan nasıl dönüşler alıyorsunuz?
Sosyal Medyadan geri dönüşler çok güzel. Seyircinin oynadığım karaktere olan sevgi ve saygısını gördükçe gülümsüyorum. Sadece sosyal medya da değil. Karşılaştığım her yerde yoğun ilgi ve alakaları bir oyuncu olarak mutlu ediyor elbette.
Ankara’da doğup orada üniversiteyi okumuşsunuz. Farklı bir şehre alışma süreciniz nasıl geçti?
Ben Ankara’yı çok severim. Anne ve Baba tarafından Ankara’nın yerlisiyiz. İşim icabı farklı şehirlerde olsam da Ankara’yı hep özlerim. Bir şehri sevdiren şey içindeki insanlardır muhakkak.
Ankara’da Dil Tarih Ve Coğrafya bölümünde okudunuz. Bir zamanların efsane bölümü... Daha o yıllardan içinizde oyunculuk tutkusu yerleşmiş. Üniversite yıllarından sonra profesyonel oyunculuk hayatına atılma yolculuğunuz nasıl gerçekleşti?
Ankara Üniversitesi Dil ve tarih coğrafya fakültesi Tiyatro bölümü, Oyunculuk Ana sanat dalı mezunuyum. Müthiş bir okuldur bana göre. 1. sınıfın sonun da yönetmenliği kafama koymuştum. Okulda reji dersleri benim için paha biçilmez değerdeydi. Mezun olduktan sonra hemen tiyatro yapmadım. İstanbul’a yerleşip TV için programlar yapmaya başladım. Sonrasında ATV’ de yapımcı ve yönetmen olarak çocuk programları yaptım. Ardından diğer kanallara iş yaptım (Show TV, Star TV, Kanal D) Mezuniyetimden 6 yıl sonra birden Tiyatroyu özlediğimi fark ettim. Çünkü Çekim-montaj-yayın ve hep aynı döngü. Sıkıldım. Sanatsal bir şeyler yapmak istediğimi fark ettim. Devlet tiyatrosuna girerek oyunculuğa, yönetmenliğe başladım. Ait olduğum yerdeydim artık. Parası daha azdı ama mutluydum. Ardından Yüksek Lisans için Polonya’ya gittim. Kukla ve Maske tiyatrosu üzerine eğitim alıp, memlekete döndüm ve yazar, yönetmen olarak icraatlara başladım. Yurt içinde ve yurt dışında ödüller aldım. Mutlu oldum. Bir taraftan dizi sektörü bir taraftan Tiyatro, yuvarlanıp gidiyoruz.
Uzun bekleme süreleri yaşadınız mı yoksa hep sizi sahnede miydiniz?
Pandemi döneminde tiyatrolar kapalı olduğundan, sadece dizi çekebildim.
Aynı zamanda tiyatroda hem yazarlık hem de yönetmenlik yapıyorsunuz. Oyunculuk mu yoksa yazarlık mı birbirini destekledi?
Evet, yazar-yönetmen ve oyuncuyum. Her birini de ayrı ayrı severek yapıyorum. Üniversitede okurken başlayan yönetmenlik sevdama profesyonel hayata geçince yazarlık eklendi. Kendimdeki farklı yetenekleri keşfettim. Keşfetmeye de devam ediyorum. Sorunuza gelince; salt oyuncu kalmak bir tercihtir. Salt yönetmen olmak ve yazar olmak da. Tiyatronun her birimine hâkim olmayı seviyorum sanırım.
Yıllar içinde en çok hangi unvanınızla anılmak sizi mutlu eder; yönetmen mi yazar mı yoksa oyuncu mu?
Unvanların benim için çok da önemi yok. Yaptığım işin benim içime sinmesi önemli. Yoksa unvan dediğiniz nedir ki? Adamın içi boş ama bir unvan edinmiş! Acınası bir unvandır.
Bu yıl içerisinde sevenlerinizi bekleyen sürprizler var mı?
Elbette tasarladığım yeni projelerim var. Hem tiyatro hem de dizi sektöründe. Bunlar için gerekli şartlar oluştuğunda sevenlerimize güzel sürprizlerimiz olacaktır. Bekleyip göreceğiz.