HATİCE OPAK BİLGİN'in röportajı için tıklayınız...

Sizi tanıyabilir miyiz?

Siirt’te doğdum ve büyüdüm. Yaz tatillerimi İstanbul’da geçirdim uzun yıllar. Radyo ve televizyon programları  yapıyorum ve sunuyorum. Bizim konumuz hep edebiyat ve kültür oldu. Edebiyat, kültür sanatla başladık bu işe, edebiyatla devam etmek istiyoruz. 

Biz sizi radyo ve televizyon sunucusu olarak tanık. Bu serüven nasıl başladı?

Küçük yaşlarda arkadaş arasında bir program yapar mıyız sözüyle başladı. Bizim oralarda yerel bir kanal vardı. Aslında ben çok sessizdim, konuşma yeteneğim, hitap yeteneğim yoktu, kadın ve aile diye bir program yapmıştık. Bayağı güzel bir program oldu, program çok beğenildi. Bu programdan sonra kameralar karşısında konuştukça kendime olan güvenim gelişti. Yapabilirim dedim, insanlarla konuştukça, sorular sordukça bu işi  çok sevdim, bu işe dört elle sarıldım. Daha sonra bazı programların mutfağında yer aldım. Edebiyat konusunda editörlük serüvenim oldu. Mehmet Ali hocamla İstanbul Valiliğinde radyo İstanbul ajansında bir edebiyat programıyla başladım, neden edebiyat olmasın dedim. Kültür Sanat programıyla başlayalım dedik, sağ olsun hocalarımın desteğiyle 10 yıl oldu. Benim programlarıma geldiler, program konuğum oldular, böyle devam etti TV olarak kanal 34, Londra TV de İstanbul olarak devam ettik. Televizyonda bu edebiyat konulu program yürür mü yürümez mi diye endişe ediyorduk ama gayet güzel geri bildirimler aldık. Dünyanın bir çok ülkesindeki gurbetçi halkımız bizi izlediler, sahip çıktılar. Şairlere, şiirlere, edebi eserlere sahip çıktılar ve böyle devam etti. Nihan hocamla gündem kültürü diye bir program yaptık, yine devam etmeye çalışıyoruz. 

Nesr-i İstanbul sizinle özdeşleşmiş bir programdı, hatta ben de konuğunuz olmuştum. Bu programdan biraz bahsedebilir misiniz?

Ben de devam etmek istiyordum tabii, orada kendi ismimle devam edebiliyordum, ama başka kanallar buna nasıl bakar bilmiyorum. Benim için adı da içeriği de çok güzel di, devam edebileceğim bir kanal olursa neden olmasın.

Bu mesleği seçmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

Bu işi yapmak isteyenler,  Türkçeye hakim olmalı, hitabet yönü gelişmiş olmalı. Gerçi şimdi kitlelere ulaşmak kolay oldu bu teknoloji ile her kes sunucu. Tabii görüntü ve bilgi kirliliği de var. Gençlere şunu tavsiye ediyorum. İnsanlara bir bilgi, bir konu aktarmak hiç kolay değil, düzgün konuşmalılar, kitap okumalı, kendilerine düzgün Türkçe konuşanları rol model almalılar. 

Radyo ve televizyon konuştuk, tarihi sevdiğinizi biliyorum, tarihi mekanlar size ne hissettiriyor? Böyle bir projeniz var mı?

Bu konuda çok hassasım. Yaşanmışlıklara çok değer veriyorum. İnsanlar geçmişte neler yapmışlar, nasıl yaşamışlar merak ederim. Bir tarihi mekana gittiğimde saatlerce izlerim, bizim memlekette de tarihi evler, eski evler var. Oraları gezerken tefekkür ederim. O zaman mı daha iyi idi, şimdi daha iyi diye düşünürüm. Hani nereden nereye geldik. Belgesellere aşırı ilgim var. Teknoloji önceden de vardı aslında yeni değil, çok eskiden de çok zeki insanlar vardı. Kendi şartlarında güzel yaşamışlar. 

Benim sormadığım ve sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Sosyal medya hakkında konuşabiliriz mesela ; Çocuklarımızı çok kötü etkilediklerinden yanayım. Biz çocukken çok mutluyduk, edebiyatına girmek istemiyorum. Şimdiki çocuklarda mutludur mutlu olacaklar kendi düşüncelerine göre. Büyükler olarak çocuklara teknolojiyi kullanmaları tamamen yasaklamaları  imkansız, ama kısıtlamak gerekiyor mümkün olduğunca.  Çünkü bazı teknolojiler tuzaklarla dolu. Gençlerin zamanlarını boş geçirmemeleri ve çocukların bunlardan zarar görmemeleri için aileler gençleri ve çocukları takip etmeliler.