YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...
Başarılı iş hayatının yanı sıra aynı zamanda fotoğrafçı ve şair kimliğiyle tanıdığımız Mehmet Hilmi Barcın ile bir araya geldik. “Birinin Kalbinde İz Bırak” adlı kitabından konuştuğumuz Barcın, “Şiirlerimin pek çoğu eşime hissettiğim duyguların ifadesidir” dedi…
Hoş geldiniz. Öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Mehmet Hilmi Barcın?
Hoş bulduk, teşekkür ederim. 1970 yılında Alanya’da doğdum, Getty Images bünyesinde Exclusive bir fotoğraf sanatçısıyım. İlk, orta ve lise eğitimimi Alanya’da tamamladım. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri Bölümü’nden 1991 yılında mezun oldum, 1992 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Hastane ve Sağlık Kurumlarında Yönetim Yüksek Lisans Bölümü’ne başladım. Yüksek lisansa devam ederken Nişantaşı Amerikan Hastanesi ve Med-Line Sağlık Hizmetleri’nde yönetici olarak görev yaptım. Pek çok fotoğraf ve video çalışmam yurt içi ve yurt dışı reklam ve pazarlama faaliyetlerinde kullanılmaktadır. 2023 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde ikinci üniversite eğitim hayatıma başladım. Halen Alanya’da muhasebe ofisi işletmekteyim. Evli ve iki kız babasıyım.
Şiir yazmaya nasıl başladınız? Sizi teşvik eden biri ya da bir olay olmuş muydu?
İlkokul yıllarımdan itibaren okumaya ve yazmaya merakım vardır. Ortaokul ve lise yıllarımda kompozisyon ve isimsiz mektuplar yazardım. Biriktirdiğim anıları şiirsel bir dille yazıya dökerdim. Bu hobim üniversite yıllarımda da devam etti. Sevgili eşimle tanıştıktan sonra kalbimde biriken kelimeler yoğun olarak şiirlere dönüşmeye başladı. 25 yıllık sürede 300 ü aşkın şiir bu şekilde oluştu. Sanırım duygusal anlamda hissettiklerim yaşadıklarımla paralel olunca bunların kaleme alınması bende daha da çok heves uyandırdı. Bu vesileyle kalbimde oluşan kelimeleri şiir ve sözlere dönüştürmeye başladım.
Başarılı bir fotoğrafçısınız aynı zamanda. Şimdilerde fotoğraflar mı yoksa şiirler mi sizi daha çok mutlu ediyor? Hangisine daha yakın hissediyorsunuz kendinizi?
Teşekkür ederim. Fotoğrafta benim uzun yıllardır emek verdiğim ve hobi olarak başladığım bir sanat dalı. Rahmetli babamdan bize kalan bir miras bu. Babam; henüz 14’lü yaşlarda Aksu Öğretmen Okulu’nda okurken yaz aylarında harçlıklarını kazanmak için bir arkadaşı ile beraber fotoğraf makinesi alıyorlar ve köy köy gezip insanları fotoğraflıyorlar. Babamın fotoğrafa olan bu ilgisi bizde de fotoğraf sevgisinin oluşmasında temel etkendir. Sorunuza gelecek olursam; fotoğraf göze hitap eden bir sanat dalı öncelikle. Ve fotoğraf çekmek aynı zamanda sizi farklı yerlere, mekanlara götüren, farklı insanlarla tanıştıran daha sosyal bir etkinlik oluyor. Fotoğraf hobim sayesinde pek çok insanla tanıştım. İstiklal Caddesi’nde, vapurda, Kadıköy Meydanı’nda hiç tanımadığım ama hala görüştüğüm insanları fotoğraf sayesinde tanıdım. Fotoğrafla o anı ölümsüzleştirmek apayrı bir heyecan ve mutluluk veriyor bana. Şiir ise daha bireysel bir eylem. Kendi başınıza kalıp, tüm duygu yoğunluğunuzla kelimeleri bir araya getiriyorsunuz ve en ufak bir şey sizin o an ki dikkatinizi dağıtabiliyor. Fotoğrafta pek çok kişiyle iletişim halindeyken şiir de kendinizle baş başasınız. Yalnızlıktan hoşlanan insanlar için aslında şiir olsun veya başka bir şey olsun, yazmak ayrı bir keyif. Fotoğraf çekerken aldığım keyifle şiir yazarken aldığım keyif tamamen ben de farklı hisler oluşturuyor. Birbirinden bu anlamda ayırıyorum ve her ikisinden de büyük keyif alıyorum. Söylediğim gibi; fotoğrafla yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak büyük bir mutluluk; şiirle de kendinle baş başa kalıp hislerini kelimelere dökmek ayrı bir mutluluk. Dolayısıyla birinin birine üstünlüğü ben de yok diyorum ve her iki hobimi de çok seviyorum.
“Birinin Kalbinde İz Bırak” nasıl çıktı ortaya? Eşinize yazdığınız şiirlerden oluşuyor sanırım değil mi? Buradan eşinize de sevgilerimi gönderiyorum…
Yaklaşık 25 yıldır şiir yazıyorum. Ve şiirlerimi masa takviminin sayfalarına yazmışım. Bir gün fark ettim ki; bu takvim yaprakları oldukça çoğalmış. Buradan hareketle şiirlerimi bir instagram sayfasında toplamaya karar verdim. Erdeniz___ mahlasıyla instagramda şiirlerimi yayınlamaya başladım. Oldukça kısa bir zamanda geniş bir kitleye ulaştım ve yüksek bir abone sayısına ulaştım. En büyük hayallerimden birisi de 25. yılımızda eşime şiirlerimi bir kitap halinde hediye etmekti. Yıllardır yazdığım şiirler ve kalbinde iz bıraktığımı düşündüğüm, benim de kalbimde iz bırakan sevgili eşime de bu hediyeyi vermiş oldum. Şiirlerimin pek çoğu eşime hissettiğim duyguların ifadesidir. Bunun yanında özellikle İstanbul konulu şiirlerim vardır. İstanbul benim için büyük bir sevda. Kendimi en rahat ve huzurlu hissettiğim yerlerin en başında geliyor. Her İstanbul’a gittiğim zaman bir vapur iskelesinden boğazı ve tarihi yarımadayı izlerken mutlaka kalbimde kelimeler birikir ve bunlar şiirleşir. Eşim de size teşekkür ediyor ve selamlarını gönderiyor.
Eşinize duyduğunuz aşk duygusu size şiirler yazdırmış, sizi şair yapmış. Peki, bugün bir şair olarak nedir sizce aşk?
Aşk, birinin kalbinde iz bırakmaktır ama sadece bir kişinin. Sevgiliye, eşe duyulan anlamda aşk bence budur. O nu her an hissetmektir. Onun her anında yanında olabilmektir. Ona ve onun sevdiği şeylere değer vermektir. Senin beğenmediğin özelliklerine de saygı duymaktır. Onunlayken mutlu ve huzurlusundur. Sorunlar yaşarsınız ve bunun üstesinden gelirsiniz. Onu çözebilmenizin nedeni de sizin aşkınızdır. Aşk varsa bunları yaşarsınız hem de dolu dolu yaşarsınız.
Peki, birinin kalbinde nasıl iz bırakacağız?
Tabii ki değer vererek. Bu çok tılsımlı bir cümle. Değer vermek, değer verebilmek bazen insanın kendinden de taviz vermesidir. Zorluklara katlanmasıdır. Kolay değildir elbette birini kalbinde iz bırakabilmek. Aynı zamanda o duyguları karşıdaki kişiye de yansıtabilmektir. Zordur ama sonu mutludur. O yüzden vazgeçmiyoruz. Değer veriyoruz, mücadele ediyoruz, el ele, gönül gönüle, kalp kalbe vererek birinin kalbinde iz bırakıyoruz. Kitabımdan bir alıntıyla bu sorunuza daha da katkı vermek istiyorum: Her insan birinin kalbinde iz bırakabilmeli. Sevdalar; çok kolay yaşanmasa da aceleyle, çarçabuk, özveriden uzak şekilde tüketilebiliyor ne yazık ki. Göz bebeğinize kalbiyle bakan bir çift göz, sizi masmavi hayallere büründürüyorsa, kalbinizde taptaze heyecanlar yaratıyorsa; ona çok sıkı sarılmalısınız. Gönül dünyanızda açan o çiçeği soldurmamak, en nadide şekilde korumak sizin elinizde. Her gönül, kalbinde beslediğiyle bereketlenir. Ona sahip çıkın, kıymet bilin ve onun kalbinde iz bırakın…
Kitabın ismi neden “Birinin Kalbinde İz Bırak” oldu?
İkinci Adama Yayınevi ile çalışmaya karar vermiştim. Yayınevimle şiirlerimi kitaplaştırma konusunda fikir birliği içerisinde olduğumuz zaman, kitabım için bir isim belirlemem gerekiyordu. Ben şiirleri ve sözleri bir dosya haline getirmiştim ama isim kısmı henüz benliğimde oluşmamıştı. Hani insana bir ilham gelir, eline kâğıdı kalemi alır ve yazmaya başlar ya; işte öyle bir andı ofisimde otururken birden aklıma geldi ve öncelikle ben; en çok kimde iz bırakmak istiyorsam kitabımın ismi de ona hitap etmeliydi. “Birinin Kalbinde İz Bırak” çok özel bir cümle. Günümüz dünyasında ilişkilerin yozlaştığı ve çarçabuk tüketildiği, pek çok değerin hiçe sayıldığı bir zamanda bir kişinin, birinin kalbinde iz bırakabilmesi çok değerli bir şey. Bunun için kitabıma bu ismi verdim ve kitabımın ismini de çok seviyorum.
Örnek aldığınız şairler var mıdır?
Başta büyük üstad Cemal Süreyya. O’nun şiirlerinde kendimi buluyorum ve şiirlerime yansıyan ifadelerin sevgili Cemal Süreyya’nın şiirleri ile aynı paralelde olduğunu hissediyorum. O’ndan yazdığı şiirleri hangi duygu yoğunluğu ve şartlar altında yazdığını öğrenmek ve bunlar üzerine uzun uzun sohbet etmek isterdim. Ama farklı zamanların şairleriyiz. Bize şiirlerini bıraktığı için de kendisine minnettarız. Mekanı cennet olsun. Beğenerek okuduğum şairler arasında; Yunus Emre, Cahit Sıtkı, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Atilla İlhan, Can Yücel, Sezai Karakoç, Ahmet Haşim’i sayabilirim. Yabancı şairlerden de en beğendiklerim; Pablo Neruda, William Shakespeare, Edgar Allan Poe’yu sayabilirim.
Okuyuculardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Okuyucularımdan sevgi dolu cümleler eşliğinde tebrikler alıyorum. Gerek sosyal medyadan gerekse telefonla arayıp tebriklerini ve mutluluklarını paylaşan dostlarıma çok teşekkür ediyorum. D&R Alanya Mağazası’nda düzenlemiş olduğum imza günüme de yoğun bir ilgi ve katılım gerçekleşti. İmza günüme gelen şiir ve sanatseverlerin ilgisi beni oldukça duygulandırdı. O gün iki çocuk babası ile gelmişti imza gününe. Babasının söyledikleri kayda değerdi ve her ebeveynin çocuklarını okumaya teşvik etmesi oldukça önemlidir. 2006 yılında ki yurt dışı gezimde en çok dikkatimi çekenlerden birisi, esnafın işyerlerinde müşterisi olmadığı zaman ellerinde kitap ve okumaya verdikleri değerdi. Bu beni oldukça etkilemişti.
Eşinize yazdığınız bir şiiri paylaşır mısınız bizlerle?
Pek çok olmakla birlikte en sevdiğim ve kitabımın arka sayfasını süsleyen şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Ey ömrümün varı,
Ben nasıl bir gönüle düştüm ki; tarifi var mı?
Ey ömrümün baharı,
Bana nice sevdalar sundun ki; daha güzeli var mı?
Yeni çalışmalarınız var mı? Yeni kitaplar gelecek mi?
Az önce de ifade ettiğim gibi 300’ü aşkın şiirim bulunmaktadır. Ve büyük bir aşk ve heyecanla yazmaya devam ediyorum. Elbette yeni şiir kitaplarım gelecek ayrıca ileriki yıllarda yayınlanmak üzere bir roman projem de bulunmaktadır.
Sizi tanıdığıma çok memnun oldum. Son olarak neler söylemek istersiniz?
İnsanın hobilerinin olması çok değerli. En çok keyif aldığım şeyleri insanlara tavsiye etmeye devam edeceğim. Yaşadığınız değerli anları ölümsüzleştirin. Bol bol fotoğraf çekin, bol bol okuyun ve yazın; hiç bıkmadan, usanmadan. Birinin sizi sevmesini beklemeyin; siz sevin. Seven siz olun. İnanın kazanan da siz olursunuz. Kıymet bilin ve birinin kalbinde iz bırakın. Yağmur Hanım sizinle tanıştığım için çok mutluyum. Bana bu fırsatı tanıdığınız için çok teşekkür ediyorum. Birinin kalbinde iz bırakmanız dileğiyle; çok sevgiler…