Merhaba Efe, Aşk ve Ceza, Cesur Yürek ve son olarak da Son Dilek filminde izledik seni. Son günlerde Dj kabininde görüyorum. Hayat nasıl gidiyor?
Merhabalar. Hayatım şu an çok güzel gidiyor. Aynı anda keyifle yaptığım 2 mesleğimle çok yoğunum. Bir yandan dj’lik yaparken diğer yandan 6 yaşımdan beri mesleğim olan oyunculuğa devam ediyorum. Ama bizim mesleğimiz de elbette öğrenmenin bir sonu yok. Şu sıralar 45’lik film akademi de Rabia Sultan Düzenli’nin Audition atölyesinden de ders alıyorum
Son Dilek filminde nasıl bir karakterle seyirci karşısına çıkacaksın?
Ağır bir dram. Bir anne kız hikayesi anlatıldı. Benim canlandırdığım karakter ise başrol karakterimizin (Anıl Altan) güvendiği, dostu ve sırdaşı olarak seyirci karşısına çıkıyorum.
Çocuk oyunculuktan başladın şuan genç bir delikanlısın. Nasıl geçti bu yıllar?
Çocukluğumdan beri çalışıyorum. Bu yaşıma kadar setin her bölümünde çalıştım.
Reji, ses, ışık, kostüm, makyaj, sanat gibi aklınıza gelebilecek her bölümde çalıştım. Aynı zamanda profesyonel sporculuk yaptım. Basketbol, yüzme, futbol da profesyonel olarak spor yaptım. Ama spor ile uğraşırken de kalbim her zaman oyunculuk için attı.
Neden peki?
Bu bir kalp meselesi:) Kalbin nerede atıyorsa oraya aitsindir. 2 yıldır keyifle djlik yapıyorum. Sahnede inanılmaz keyif alıyorum ama oyunculuk benim için bambaşka bir heyecan ve aşk. Bu sene radyo televizyondan mezun oldum. Dayım(Kudret Sabancı) ve annem(Melek Öztürk) yolundan ilerledim. Bu bölümü okumamın 2 sebebi vardı. İlk sebebi dayım ve annem gibi yönetmenlik yapmak. İkinci sebebim ise her oyuncu kamera arkasını her detayına kadar bilmeli. Şu yakın zamanda da en büyük hedeflerimden birisi kendi çabamla kısa filmimi çekip tüm festivallerde yer edinmek.
Çocukluktan setlere başlamak şimdiki Efe’yi nasıl büyüttü?
İlk olarak 6 yaşımda Aşk Ve Ceza dizisiyle bu işe başladım. O günden bugüne kadar setin her alanında çalıştığım için sette ne yapılması, ne edilmesi gerekiyor hepsini detaylı şekilde biliyorum. Çocuk yaşta başlayıp bu zamana kadar çalışmasaydım belki bu kadar deneyimli olamazdım. Bu da benim için çok büyük bir avantaj oldu. Çünkü oyuncu nerde durması gerektiğini, ışığın nereden geleceğini bilmesi gerekir. Ben de bu bilgileri zamanında çalışarak ve deneyimlere sahip oldum.
Hayalini kurduğun bir rol var mı?
Şöyle ki bence her oyuncu, ona sunulan karakteri oynayabilmesi gerekir. Benim hayalim tarihi dizi ve film projelerinde oynamak. Zamanında Karaoğlan sinema filminde oynadığımda 8 yaşımdaydım ama sahnem olmasa dahi sette bulunmak ve izlemek beni çok mutlu ediyordu. Ardından Filinta dizisi çekildiğinde 10 yaşındaydım. Set İzmit’teydi ben İstanbul’daydım. Cuma günlerini iple çeker ve hemen okul çıkışı İzmit’e sete giderdim. Arkadaşlarım hafta sonu buluşup eğlenirken benim için en büyük eğlence sette olmaktı. Düşünsenize oyun evi gibi. Bir sürü değişik kostümlü insan, atlar, kameralar, koşturanlar benim gözümde her hafta yeni bir masalın içine girmek gibiydi, etrafa hayranlıkla bakardım. Sağ olsunlar setteki abilerim, ablalarımda beni çok sever yanlarına alırlardı. Sürekli Onlara yardım etmek için oradan oraya koşturur dururdum.
Sonra bir gün her şey değişti daha da sihirli bir hal adlı. Birisi ile tanıştım. Gelip saçımı okşadı hadi gel biraz kılıç çalışalım dedi. Ben tabii kim olduğunu bilmiyorum meğerse kendisi Hollywood filmlerinin aksiyon sahnelerine imzasını atan ‘Spider Man, Titanic, Er Ryan’ı Kurtarmak’ ve birçok Hollywood yapımının ‘Second unit’ uzmanı, aksiyon sihirbazı Dusan Hyska’mış. Bir saatin sonunda bana “Aferin Efe çak bakalım” dedi ve ardından bana bir cd uzattı. Beni çalıştırırken kameraya çektirmiş. “İstanbul’a gidince bu cd yi izliyor ve bundan sonra her hafta benim yardımcım olarak çalışmaya geliyorsun dedi. Ardından Onur abi (Onur Tuna) bana gülümseyerek “Kim o biliyor musun?” dedi. “Yooo bilmiyorum” dedim. “O Dusan Spider Man’i bile O çalıştırdı” dedi. Düşünsenize 10 yaşındasınız Spider Man’i çalıştıran kişi biraz evvel sizi çalıştırdı. Ve bundan sonra her hafta yardımcım olacaksın diyor. Kalbim yerinden çıkıyordu:)
İşte o zamandan sora kalbim tamamen bu meslek için attı. o tarihi kostümler, kılıçlar, oklar hepsi birbirinden bambaşka bir güzellikteydi. Lise dönemlerimde zaten tarihe bir ilgim vardı. Zaman geçtikçe kendi tarihimizin dizi ve filmlerimi dışında da Viking The Last Of Kingdom gibi projeleri izlerken hep o rollerde olmak istedim. Tek rol üzerinden bahsedemem elbette ama Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet rolünü canlandırmayı çok isterim.
Zamanında yapılan Rise Of Empires: Ottoman ve Cumhuriyet’imizin 100.yılında Atatürk’ün hayatını canlandıran birçok film çekildi. Bir gün ben de böyle projelerin içlerinde olmak isterim.
Annen sektörün başarılı yönetmenlerinden Melek Öztürk, dayın unutulmaz dizilerin yönetmeni Kudret Sabancı. Ev konservatuar gibi... Senin için bu dünyaya doğmuş diyebilir miyiz?
Evet, tabi öyle diyebiliriz. Bu konuda çok şanslıyım. Bir kere her şeyden önce hem kudret sabancı gibi Türkiye’nin en büyük yönetmenlerinin birinin yeğeni olarak hayatım bu dünyayı dinlemekle ve setlerde büyük emekle geçti
45’lik Beyoğlu gibi özel mekanlarda dj’lik yapıyorsun. Dj kabinine nasıl girdin?
Geceleri dışarı çıkmaya başladığım zamandan itibaren dj kabininde olmak gözüme çok keyifli gelmiştir. Dışarıdan çok keyifli bir iş olarak gözüküyordu.45’lik bar’ın sahibi Fuat Bey şu anda hala devam eden dj’lik akademisi açmıştı ve ben de o akademide ders alarak dj’liğe böyle başladım.2 yıldır çeşit çeşit mekanlarda farklı konseptlerde sahne alıyorum. Beyoğlu 45’lik dışında Ataşehir 45’lik de ve Kadıköy Lounge Cocktail Bar’da da dj lik yaptım. Beyoğlu 45’lik benim 2. evim gibi. Kapısından girince güvende hissettiğim gülümsediğim bir mekan. Ama benim için en özeli olan geçen yaz bayram tatilinde İzmir’in Seferihisar/ Ürkmez’de İmaj Beach-cafe’den beni aradılar ve bayramda orada çalmamı istediler. Orası çocukluğumdan beri gittiğim yerdi. Orada çalışmak benim için çok özeldi. Çünkü oranın beach’inde denize girip akşamları ailenle yemeğini yediğin şarkıcıları dinlediğin yerde artık insanlar beni dinliyorlardı ve bu benim için paha biçilemez bir şeydi.
Hangi tür müzikler çalışıyorsun?
Bu zamana kadar her tarz müzik türünü çaldım fakat techno müzik çalmadım. Şimdi ki bu meslekte ki hedefim techno müziği öğrenmek. Dj dediğiniz sadece tek tarzda değil birçok tarz’ı bilmesi gerek. Aslında baktığınız zaman bu da bi oyunculuk gibi. Çünkü kendinizi sadece bir yere bağlı değil de kendinizi geliştirmeye başladığınızda hem deneyim kazanıyorsunuz hem de neler yapıp neler yapamadığınızı görüyorsunuz.
Dj ve oyuncu... Artık iki mesleğin mi oldu?
Dj’liği ne kadar çok sevsem de mezun olduğum ve hep kalbimde olan mesleği yapmak istiyorum. Dj lik ve oyunculuğun için yönetmenliği de ekleyebilirsiniz. Çünkü burada da olmak isterim. Üniversitemin 1.sınıfında gönüllü olarak Tozkoparan İskender dizisinde rejide yaptım. Onun yazında Son dilek filminde de hem oynadım hem de rejideydim.
Kelebek Mobilya’nın Cumhuriyetin 100.Yıl reklam filminde oynadın. Nasıl bir histi?
Tarif edilemeyecek kadar özel ve güzel histi. Cumhuriyetimizin 100. yılına dair bir işin içinde olmak tarif edilemeyecek kadar inanılmaz bir histi. Bu reklam teklifi ilk geldiğinde çok mutlu olmuştum. Sette ise orda olmak o tarihin içinde olmak bambaşka bir hissiyattı.
Kariyer yolculuğunda hedeflerin neler? Bu yolu nasıl yürümek istiyorsun?
Her zaman djlik yapmak isterim. Fakat elbette ki aşkım hep oyunculuk ve yönetmenlik olacak. Dünya kurmak ve içinde olmak paha biçilmez bir his.