İnancımızın heyecanını daha derinden duyduğumuz, İslâm’ın şerefini yudum yudum içtiğimiz, Allah’a kul olmanın tarife sığmaz zenginliklerini yaşadığımız bazı şerefli mekânlarımız vardır. O mekânların kendilerine özgü atmosferleri, iklimleri ve havaları vardır. Siz o mekânlara ulaştığınızda, kalbiniz küt küt atmaya, gözyaşlarınız yağmur gibi akmaya başlar. Bu mekânlar; Kâbe-i Muazzama, Ravza-i Mutahhara, Mescid-i Aksa, Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere ve Kudüs’tür. Bu mekânlar, yeryüzünün en şerefli mekânlarıdır, yerleridir. Bunların üzerlerine, Allah’ın ayetlerinde işaretler, Resulünün hayat ve hadislerinde izler ve belgeler vardır. Kelimelerin yetersiz kaldığı, ancak görüp de yaşayanların hissettiği, ama tarif edemediği bir dünya, bir hayat vardır bu mekânlarda. Bu şerefli mekânlar gibi, şerefli zaman dilimleri de vardır. Bizi silkeleyen, kuraklık ve hissizlikten alıp coşkunluklara götüren mübarek zamanlar, bereketli vakitler vardır. Bunlardan biri de ve belki de en önemlisi ‘Üç Aylar’ dilimidir. Allah’ın kulları için ‘Üç Aylar’ en bereketli mevsimler en diri zamanlardır. Bir yıl boyunca kaybettikleri zamanları, boşa harcadıkları ömürlerini telâfi edecekleri, zararlarını kapatabilecekleri bir zaman parçasıdır Mübarek Üç Aylar. Bugün; sanki daha dün uğurladığımız "üç aylar" başlıyor... Rahmet, bereket, mağfiret ve fazilet mevsimi yine geldi hamdolsun. Müminlerin gönülleri gibi gecelerini de aydınlatan kandillerin dört tanesi bu aylar içindedir. Bunların ilki bu gece idrâki ile şerefleneceğimiz receb ayının ilk cuma gecesi olan "Regâib Kandili"dir. Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm receb ayına girince şöyle dua buyururdu: "Ya Rabbi! Receb ve şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur." Biz de aynı duayı yapacak olursak sünnet-i seniyyeye uymuş ve bu kıymetli ayların bereketine kavuşmuş oluruz.
Bu fırsatlar bir daha ele geçmeyebilir. Bir başka Regâib Kandili daha gelebilir fakat biz görmeyebiliriz. Ölümün ne zaman ve nerede geleceği bilinmez, nefesler sayılıdır. Her nefes alıp verdiğimizde bir sayı azalıyor. Böyle mübarek gecelerde yapılan dualar ve ibadetler, diğer zamanlarda yapılanlardan daha kıymetlidir. Rabbimize açılan eller boş dönmez. Günâhlardan da çok sakınmalıyız. Faziletli zamanlarda yapılan ibadetler kıymetli olduğu gibi günâhları da daha tehlikelidir... Günâhların sonu azaptır. "Sonu ateş olan bir lezzette hayır yoktur" demişlerdir. Nefis ve Şeytan'a uyarak işlediğimiz günâhlardan vakit geçirmeden tövbe etmeliyiz. Tövbeyi geciktirmek de günâhtır. Hadis-i şerifte "Helekel müsevvifun" buyurulmaktadır. Yani, "Sonra tövbe ederim diyenler helâk oldular."
Beklenmedik bir zamanda Azrail aleyhisselâmla karşılaşılırsa artık yapılacak hiçbir şey kalmaz. Tövbenin şartlarını yerine getiren ve samimi bir tarzda tövbe edenin bütün günahlar affedilir, hiç günâh işlememiş gibi olur. Receb ayı çok kıymetli bir aydır. Her gecesi kıymetlidir. Her cuma gecesi de kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince daha kıymetli olmaktadır. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: "Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ dünyada ve ahirette ikram eder." Hesaba çekilmeden önce kendimize hesap soralım, kusurlarımızı tesbit ederek onlardan uzaklaşmaya çalışalım. Bol miktarda sadaka verelim, fakirleri sevindirirsek Rabbimiz de bizi sevindirir. Büyüklerimizi mümkünse bizzat ziyaret edelim, kandillerini tebrik edelim, mümkün olmazsa telefonla bu vazifemizi yerine getirelim. Büyükleri ziyaret ederken vefât edenleri de unutmamalıyız. Kabirlerini ziyaret eder, onlara okursak ruhları şad olur.

Mübârek Üç Aylar, Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmemize ve gaflet uykusundan uyanmamıza vesile olmalıdır. Rabbimiz bu üç ayları hakkıyla ihya edebilmeyi nasip eylesin ve bu mübarek ayları İslam ümmetinin dirilişine, birlik ve beraberliğine, kardeşliğin pekiştirilmesine ve kendisine yakınlaşmamıza vesile kılsın…
Bu mübarek kandil gecesinin ve "Üç Aylar"ın hepimize ve bütün İslâm âlemine hayırlara vesile olmasını temenni ederim...